Son 6 ayda yaşananlar
yarını geçmiş olarak görmek ve yeni düşünme biçimlerini hızlıca harekete
geçirmek adına yaşam dersi niteliğindeydi. En muhtemel olanı dikkatle takip
etmeli ve hiç beklenmeyeni de hesaba katmalıyız artık. Geleceği öngörebilmek ve
hazırlanılması gereken bir şey ya da kendi eylemlerimizi belirleyeceğimiz bir
dünya olarak görmek durumundayız. Geleceğin neye benzeyebileceğini eskisinden daha
çok merak edip ve görmeye çalışır olmadık mı? Bilimsel gerçeklikler ve
öngörüler tükenince insanoğlu bilimsel olanın yanı sıra olmayandan da medet
umarmış. Astroloji ilminin sözcülerinin popülerleştiğini fark etmemiz bu görüşü
de desteklemiyor mu? O zaman gelelim hemen her şeyin geleceğine bakarken kendimizi
nasıl korumamız gerektiğine… Biz geleceğe bakmaya çalışırken geleneksel ve
sosyal medyanın beslendiği tüm kaynaklar, haber alabileceğimiz tüm mekanizmalar
hareket halindeyken acaba hangileri güvenilir ve bize zaman kaybettirmekten çok
zaman kazandırır?
Geleceğe
hazırlanabilmek için en önemli araçlarımızdan biri de kitle iletişim
araçlarından, sosyal medyadan haber alabilmek aslında. Pandemi döneminde
evimizde kaldık ama şükürler olsun ki hiçbirimiz habersiz kalmadık. Gerek televizyonlardan gerekse sosyal medyadan
öncelikle virüsle ilgili her haberi, bilgiyi takip ettik. Bu dönemin
perspektifinden gelecek haberciliğine bakarsak bizleri neler bekliyor ya da
haber alırken nelere dikkat etmeliyiz? Medyadaki manşetler çoğu zaman
sansasyonel, kafa karıştırıcı ve gerçekten uzak tahminlerle dolu olabiliyor.
Peki gerçek öngörü ve içgörüye nasıl ulaşacağız?
POST
TRUTH-HAKİKATİN DEĞERSİZLEŞTİRİLMESİ
Aldığımız haberler ve
bilgilerin doğruluğundan emin miyiz? Haberleri nasıl okumalı, değerlendirmeli
ya da yaymalıyız? Bu konuda son dönemde gerçekleştirilmiş bir çalışma sonucunda
yer alan görüşlerde Dünya Sağlık Örgütü Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’un
da dediği gibi; “Sahte haberler virüsten
daha hızlı ve daha kolay yayılıyor.” Beykoz
Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Pınar Seden
Meral ve Araştırma Görevlisi Münür İpek yaptığı çalışmada koronavirüsle
ilgili yapılan yanlış haber ve bilgilerin hayatımızı virüsten daha fazla
olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Çalışmayla ilgili bilgi veren Doç. Dr. Pınar
Seden Meral, “Hem kendi hem de toplumumuzun sağlığını korurken bilgilenmek
önemli ancak bu dönemde bilgi almak için başvurduğumuz çoğu kaynağın ne derece
doğru haber verdiğini bilmek ve dolayısıyla doğru bilgiye ulaşmak güç” diyor.
Meral şöyle devam ediyor: “Elbette güncel soru ve sorunların yanıtlarını öğrenmek için basından ve sosyal
medya araçlarından medet umuyoruz. Çünkü korkuyoruz. Böylesi durumlarda korku,
insanı felce uğratan ve aklını kullanmasına engel olan bir duygu. Günümüzün
iletişim teknolojilerinin sunduğu olanaklarla bilgi, inanılmaz bir hızla
yayılıyor. Ancak konularla ilgili yalnızca doğru bilgi ve haberler yayılmıyor.
Sahte olduğunu çoğu zaman anlayamadığımız haberler de aynı hızla servis ediliyor.
Bu da insanları araştırdıklarından korunmak ve de kaçınmak için kimi zaman
yanlış yollara da itebiliyor.”
“Güvenilir
kaynaklardan bilgi edinin”
Koronavirüsün ülkemizde
görülmeye başladığı günden bu yana hem geleneksel hem de dijital medya
organlarında sayısız haberler yayınlanıyor. Sosyal medyada da tam bir içerik
bombardımanı yaşanıyor. “Yayınlanan içeriklerin ve haberlerin çokluğu doğru
bilgiye ulaşmada kaotik bir ortam yaratıyor” diyen Doç. Dr. Meral, sadece
güvenilir kaynaklardan bilgi edilmesi gerektiğini söylüyor. Virüsün kökeni ve
tedavisiyle ilgili yayınlanan haberlere kuşkuyla yaklaşılıp, bilimsel
gerçekliğinin sorgulanması gerektiğini vurgulayan Meral, koronavirüsle ilgili
yanlış bilgilerden nasıl korunmamız gerektiği konusunda şu önerilerde
bulunuyor: “Video ya da ses içerikli kaynağından emin olmadığınız haberler
yerine basılı gazetelerin haberlerini tercih edin. Gözden kaçan kimi durumlar
olsa da, muhabirlerin haberleri teyit ve referansları kontrol etme mekanizması
daha sağlıklı işler. Virüsle ilgili olduğu iddia edilen bir araştırmadan söz
edildiğinde, mutlaka o araştırmayı bularak orijinal belgeyi inceleyin. Sosyal
medya hesaplarınızda bir haberi paylaşmadan önce haberin doğruluğunu kendiniz
araştırın ve ancak eminseniz paylaşın.”
İlginç
bulgulara rastlandı
Beykoz
Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Pınar Seden
Meral ile
Araştırma Görevlisi Münür İpek ‘koronavirüs haberleri’ ile ilgili yaptıkları
araştırmalarda dünyayı yanlış yönlendiren haberler ve sonuçlarıyla ilgili de
ilginç bulgulara ulaştı. Bu haberlerin her zaman yalan ya da sahte olup olmadığından daha çok önemli olan
nokta bireylerin bu haberlere karşı verdikleri tepkiler. Örneğin Covid-19’a
yakalanan hastaların azımsanmayacak bir bölümünün hastalık öncesi ibuprofen
içerikli ilaçlar aldığına ve bu tip ilaçların hastalığa yakalanma olasılığını
arttırdığına yönelik çeşitli haberler yayınlandı. Hala tartışmalı olan bu konu
bir tıp dergisinde ibuprofen içerikli ilaçlardaki bir enzimin Covid-19
semptomlarını birleştirebileceğine işaret edilerek ancak daha fazla çalışma ve
bulguya gerek duyulduğuna ilişkin bilgi notuyla yayınlandı. Bu haberin ardından
medyada ve sosyal medya gruplarında
ibuprofen içeren ilaçların listesi yayınlanarak, bu ilaçların kullanılmaması
gerektiğine dair bilgiler kamuoyuna sunuldu. Dahası Dünya Sağlık Örgütü de önce
ibuprofenin Covid -19 etkilerini kötüleştirebileceğini bildirerek,
kullanılmamasını önerdi. Ancak daha sonra bu ifadesini geri çekti.
Yapılan
paylaşımlara dikkat!
Sosyal medya
hesaplarından yapılan bir paylaşım haberin ulaştığı insanları olumsuz etkiledi
ve paniğe sürükledi. Paniğe neden olan haberde Milano’dan bir doktorun “Sokakta
hep aynı çift ayakkabıyı kullanın ve evinizin dışında bırakın. Zira Çinliler
virüsün 9 güne kadar yaşadığını öğrenmişler” bağlamındaki ifadesiydi. Kaynağı
bilinmeyen bu paylaşımda yer alan doktor gerçek değil. Haber sitelerinde bir
evcil köpeğin korona virüsüne yakalandığı ve bu virüs nedeniyle haber 18 Mart
tarihinin gündemindeydi. Bu haber çeşitli haber sitelerinde yayınlandı ancak
haberde yer alan köpeğin 17 yaşında olması ve evcil hayvandan insana Covid-19
bulaştığına dair bilimsel bir bilgi olmaması nedeniyle bu haberin de gerçekliği
kuşku taşımakta.
19 Mart tarihinde bir
ulusal gazetede yayınlanan “Avrupa’da korona yüzünden gıda alışverişi karneye bağlandı” haberi de
gerçeği yansıtmıyordu. Marketlerde gıda kalmaması nedeniyle alışverişin karneye
bağlandığı ifade edilen haberde kaynak olarak Avrupa’da yaşadığı söylenen
gurbetçi vatandaşların adları yazılsa da, Avrupa’da böyle bir uygulama olmadığı
ve böyle bir açıklama yapılmadığı ortaya açıktı. 22 Mart tarihinde de İran asıllı oyuncu Golshifteh Farahani’ye ait
bir ses kaydı olduğu söylenen bir açıklama paylaşıldı çeşitli kanallar aracılığıyla.
Saç kurutma makinesinin Covid-19’u yenmede etkili olduğunu anlatan bu ses
kaydına göre ‘’saç kurutma makinesinin dört parmak mesafeyle burun altından
yukarı tutulması gerektiğini, 30-40 saniye kadar buruna ve genize giden sıcak
havanın, virüsten kurtulmayı sağlayacağı” iddia edilmekte. Yüksek oranda
etkileşim sağlayan bu videonun toplumda tanınan yüzler tarafından paylaşılması da içeriğe gösterilen
ilginin daha da artmasına neden olmuş; ancak bilimsel olarak da doğru olmayan
bu bilgi Golshifteh Farahani’nin kendi Twitter hesabında yaptığı açıklamayla
sesin kendisine ait olmadığı ifade edilerek yalanlanmıştır. Medyada yayınlanan sahte haberlerin dışında
devlet kurumlarını kullanarak kamuoyunu bilinçli olarak yönlendirmek isteyenler
de var ne yazık ki. Örneğin 16 Mart tarihinde Sağlık Bakanlığı logosu kullanan
ve üzerinde gizli ibaresi bulunan bir belge sosyal medyada araçlarında
paylaşıldı. Üzerinde 81 ile gönderildiği ibaresi olan bu belgeye göre salgın
ile ilgili birtakım tedbirler alınıyordu. Ertesi gün Bakanlıktan yapılan
açıklama ile bu belgenin sahte olduğu ve bu belgeyi dolaşıma koyan insanların
bilinçli bir şekilde ortalığı paniğe sürüklemek istedikleri belirtildi.
Yanlış haberlerden
korunma reçetesi!
· Sadece güvenilir
kaynaklardan bilgi edinin.
· Video ya da ses
içerikli kaynağından emin olmadığınız haberler yerine basılı gazetelerin
haberlerini tercih edin. Gözden kaçan kimi durumlar olsa da, muhabirlerin
haberleri teyit ve referansları kontrol etme mekanizması daha sağlıklı işler.
· Haberin konusuyla
ilgili olduğu iddia edilen bir araştırmadan söz edildiğinde, mutlaka o
araştırmayı bularak orijinal belgeyi inceleyin.
· Çözüm önerisi, tedavi
gibi yöntemler sunan yayınlanan haberlere kuşkuyla yaklaşın, bilimsel
gerçekliğini sorgulayın.
· Sosyal medya
hesaplarınızda bir haberi paylaşmadan önce haberin doğruluğunu kendiniz
araştırın ve ancak eminseniz paylaşın. Haberi size gönderen kaynak sizin için
güvenilir olsa bile, acaba ona kim gönderdi? Hep sorgulayın.
· Haberde yer alan hikaye
size inandırıcı gelmediyse ya da sahte kokuyorsa, herhangi bir bağlantıyı
tıklamayın ve bu haberin daha fazla yayılmasını sağlayacak algoritmaları
çalıştırmayın.
Belki
de tekrar hatırlamamız gereken...‘’Hemen Her Şeyin Geleceği’’ adlı kitabında
Patrick Dixon’un da söz ettiği gibi ‘‘Hayatın
zaman kaybından başka bir şey olmayan ve inanmadığımız şeyleri okuyarak ya da
yaparak, günlerimizi boşa harcamaya
değmeyecek kadar kısa olduğu ve nereye gitmemiz gerektiğini bilmemiz
gerektiğiydi.’’
*Patrıck Dıxon, Hemen Her Şeyin
Geleceği, baskı sayısı, basıldığı kent, Yayınevi, yayın yılı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder